bugün
- düşün ki o bunu okuyor16
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz22
- iğrenç bir his tarif et31
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- icardi190510
- galatasaray12
- bülent uygun10
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi12
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek21
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek41
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (38)
Burada 26 yaşında, kendiside Türk olan bir abiniz kardeşiniz dostunuz olarak neden kendi insanımdan nefret ettiğimi yazacağım.
Okulumu bitirmiş, staj yapacağım şirkete başlamıştım. Benden memnun kalmaları için eşek gibi çalışıyor, herkesten fazla yoruluyordum. Bildiğiniz stajyer durumu yani, şirketin kölesi. Bir süre sonra şirketin ağır toplarından birisi geldi ve bazen depoya yardıma geliyorsun, boruları tek başına taşıyorsun. Bizde borular iki kişi taşınır dedi. Anlam veremedim, ben kaldırabiliyorum, sorun değil tek başıma taşıyabilirim dedim. Tamamen iyi niyetli ve iş görür görünmekti niyetim.
Bir süre geçti, fark ettim ki servis durağında herkes bana sırtı dönük şekilde servisi bekliyor. ilk zamanlar bana öyle gelmiştir diye düşündüm. Çok yoruluyorum kuruntu yapıyorum sanırım dedim. Sonraki zamanlarda servis söylediği saatten erken gelmeye, herkesi toplayıp ben arkasından koştuğum halde görmezden gelip gitmeye başladı. işyerime artık dolmuş ile gidiyordum. Yemeklerimi yalnız yiyor, molalarda ne zaman bana sıra gelse çay bitmiş oluyordu. Sonradan anladım ki benim çok çalışmam onların aslında çalışmadığını açık ediyordu. Bendende bu yüzden nefret ediyorlardı. iyi kötü stajımı tamamladım ve herkesin bana düşman olduğu şirketten kurtuldum.
iş arama serüvenim başladı, iş arıyorum lakin bulamıyorum, bulduğum işlerde beni kabul etmiyor. ingilizcede biliyorum, şansımı yurt dışında denemeye karar verdim.
Üniversiteden yabancı bir arkadaşım davet çıkardı yanına gittim. Harıl harıl iş arıyorum, Türklerin olduğu mekanlara takılıyorum falan ama yok. Türk Kürt ayırt etmeksizin hepsi sanki ben oraya gelip onların ekmeğini çalmışım, onların oturacağı evlerde oturmuşum gibi davranıyorlardı. Halbuki kaçak bir işçiydim. Ne iş bulsam çalışıyor yaşamaya çalışıyordum işte.
Ara sıra beni çağırdığı zaman isteksizce gider gelirdim, orada muhabbet arasında nasıl kaçakları ihbar ettiklerini, nasıl devleti sövüşlediklerini konuşur gülerlerdi. Aklıma bana bir ay önce buldukları iş geldi. Sonra anladım ki benim yerime oraya giden Pakistanlı bir çocuğu ihbar edip sınırdışı ettirmişler.
Sanırım sorun bende diye düşünüp bir süre kabuğuma kapandım, günlük 50 dolar paraya çalışıyorum haftalık kiram 300 dolar. haftanın 7 günü çalışırsam elime geçen para sadece 50 dolar.
50 dolar kazandığım için beni kıskanıyor olamazlar diye düşünüyordum, sanırım bende sorun var dedim. Yabancılar arasında takılmaya başladım.
Kaçak olduğumu öğrendikleri anda önce neden böyle yaptığımı soruyorlar, mecburiyetten böyle olduğunu anlayınca sahip çıkıyorlar bana daha güzel iş buluyorlar, kefil bile oluyorlardı.
Anlamıyordum, kendi milletimden olan insanlar bana düşmanlık güderken Hırvatlar, Sırplar ingilizler bana sanki kardeşleri gibi davranıyorlar sahip çıkıyorlardı.
Orada anladım Türklerden neden nefret ettiklerini.
Yani demem o ki, bizim insanımız çalışanı sevmez, çünkü kendi çalışmadığı ortaya çıkar.
Bizim insanımız senin oturduğun eve bakar ve der ki ben 20 senedir buradayım böyle evde oturamadım. Ama 20 senede toplam çalıştığı 5 sene değildir bunu hesaplamaz asla.
Kendisi kahvehanelerde sağda sold pineklerken sen 50 dolara sıcağın altında çalışmışsın hesaplamaz.
Hala kafasında zırcahil olduğunu belli eden bir nefret besler, onun dünyasında sen gelip onun ekmeğini çalmışsındır. Onun hakkı olan parayı kazanıyor, onun hakkı olan işlerde çalışıyorsundur.
Haindir bizim insanımız, üreteni çalışanı çalmayanı sevmez, dolandırıcılık zekilik uyanıklıktır bu topraklarda.
Çalışmak üretmek enayiliktir. Sistemin açığını bulur havadan para kazanırsan uyanık derler, işini biliyor derler.
Namusunla para kazanmaya kalktığında arkandan keriz derler, kolay yolu varken zoru seçiyorsundur sen onun gözünde.
Okulumu bitirmiş, staj yapacağım şirkete başlamıştım. Benden memnun kalmaları için eşek gibi çalışıyor, herkesten fazla yoruluyordum. Bildiğiniz stajyer durumu yani, şirketin kölesi. Bir süre sonra şirketin ağır toplarından birisi geldi ve bazen depoya yardıma geliyorsun, boruları tek başına taşıyorsun. Bizde borular iki kişi taşınır dedi. Anlam veremedim, ben kaldırabiliyorum, sorun değil tek başıma taşıyabilirim dedim. Tamamen iyi niyetli ve iş görür görünmekti niyetim.
Bir süre geçti, fark ettim ki servis durağında herkes bana sırtı dönük şekilde servisi bekliyor. ilk zamanlar bana öyle gelmiştir diye düşündüm. Çok yoruluyorum kuruntu yapıyorum sanırım dedim. Sonraki zamanlarda servis söylediği saatten erken gelmeye, herkesi toplayıp ben arkasından koştuğum halde görmezden gelip gitmeye başladı. işyerime artık dolmuş ile gidiyordum. Yemeklerimi yalnız yiyor, molalarda ne zaman bana sıra gelse çay bitmiş oluyordu. Sonradan anladım ki benim çok çalışmam onların aslında çalışmadığını açık ediyordu. Bendende bu yüzden nefret ediyorlardı. iyi kötü stajımı tamamladım ve herkesin bana düşman olduğu şirketten kurtuldum.
iş arama serüvenim başladı, iş arıyorum lakin bulamıyorum, bulduğum işlerde beni kabul etmiyor. ingilizcede biliyorum, şansımı yurt dışında denemeye karar verdim.
Üniversiteden yabancı bir arkadaşım davet çıkardı yanına gittim. Harıl harıl iş arıyorum, Türklerin olduğu mekanlara takılıyorum falan ama yok. Türk Kürt ayırt etmeksizin hepsi sanki ben oraya gelip onların ekmeğini çalmışım, onların oturacağı evlerde oturmuşum gibi davranıyorlardı. Halbuki kaçak bir işçiydim. Ne iş bulsam çalışıyor yaşamaya çalışıyordum işte.
Ara sıra beni çağırdığı zaman isteksizce gider gelirdim, orada muhabbet arasında nasıl kaçakları ihbar ettiklerini, nasıl devleti sövüşlediklerini konuşur gülerlerdi. Aklıma bana bir ay önce buldukları iş geldi. Sonra anladım ki benim yerime oraya giden Pakistanlı bir çocuğu ihbar edip sınırdışı ettirmişler.
Sanırım sorun bende diye düşünüp bir süre kabuğuma kapandım, günlük 50 dolar paraya çalışıyorum haftalık kiram 300 dolar. haftanın 7 günü çalışırsam elime geçen para sadece 50 dolar.
50 dolar kazandığım için beni kıskanıyor olamazlar diye düşünüyordum, sanırım bende sorun var dedim. Yabancılar arasında takılmaya başladım.
Kaçak olduğumu öğrendikleri anda önce neden böyle yaptığımı soruyorlar, mecburiyetten böyle olduğunu anlayınca sahip çıkıyorlar bana daha güzel iş buluyorlar, kefil bile oluyorlardı.
Anlamıyordum, kendi milletimden olan insanlar bana düşmanlık güderken Hırvatlar, Sırplar ingilizler bana sanki kardeşleri gibi davranıyorlar sahip çıkıyorlardı.
Orada anladım Türklerden neden nefret ettiklerini.
Yani demem o ki, bizim insanımız çalışanı sevmez, çünkü kendi çalışmadığı ortaya çıkar.
Bizim insanımız senin oturduğun eve bakar ve der ki ben 20 senedir buradayım böyle evde oturamadım. Ama 20 senede toplam çalıştığı 5 sene değildir bunu hesaplamaz asla.
Kendisi kahvehanelerde sağda sold pineklerken sen 50 dolara sıcağın altında çalışmışsın hesaplamaz.
Hala kafasında zırcahil olduğunu belli eden bir nefret besler, onun dünyasında sen gelip onun ekmeğini çalmışsındır. Onun hakkı olan parayı kazanıyor, onun hakkı olan işlerde çalışıyorsundur.
Haindir bizim insanımız, üreteni çalışanı çalmayanı sevmez, dolandırıcılık zekilik uyanıklıktır bu topraklarda.
Çalışmak üretmek enayiliktir. Sistemin açığını bulur havadan para kazanırsan uyanık derler, işini biliyor derler.
Namusunla para kazanmaya kalktığında arkandan keriz derler, kolay yolu varken zoru seçiyorsundur sen onun gözünde.
En son memlekette bir arkadaşım vardı Hüseyin diye, kpssden zor bela 55 alan adamlardan kendisi, önceki seçimde AKP teşkilatından biri buna sen bizim yağı kömürü dağıt angarya işlerimize koş polislik işi bende seni alacaklar demişti, yapma etme dedim dinletemedim, öyle kimse kimseyi polis edemez bu devirde dedim yok, seçim geçti bunu ne arayan var ne soran mülakata girdi elendi. Bu bayram yine gördüm Hüseyin naber falan dedim, iyi akp teşkilatına çalışıyorum oğlum bu sefer kesin polisim dedi, kredi çekip BMW alıcam altıma köyün en kral evi bende olcak vs dedi. Tama. Hüseyin kolay gelsin dedim. Buda böyle bir anımdır.
Biz orta Asya yada Rusya derken boşuna çırpınmadık..
Bir ortamda duydum bunu birinden, mevzu aldatmak değildi, kadının biri kocasını aldatıyor, ortamda bu biliniyor, ama bir görseniz sanki adam kabahatli gibi lanse ediliyor. Kadın için tutunacak dal arıyor diyen çıktı. içimden bu ülkede sizin gibi gerizekalılar çokken para avcısı türk kızı daha çok keriz marizler dedim.
Rusyada yaşamış, rus kadınını tanımış hatta oradan evlenmiş biri olarak söylüyorum ki, e be götü boklu türk kızı ( bak bu lafıda türk kızı çok kullanır) sen kim köpeksin ki kendini o asil rus kadını ile kıyaslıyorsun?
Normalde trilyoner aile kızı olup bugün bmwsi bozulduğu için otobüsle gidiyorum sanan tripleri ile bunu satmaya çalışan ama aslında cebinde bozuk 2 lira akbilinde dönüşe yetmeyecek para olan gerizekalı türk kızı.
Kafası atan reis, skerm bopunuzuda topunuzuda dedi ve olaylar gelişti.
Kıbrıs ne erbakanın sayesinde ne ecevitin sayesinde kurtarılmıştır. Kıbrıs Türk askerinin sayesinde kurtarılmıştır. isimler kişiler kurumlar geçici türk milleti ebedidir.
Milletçe iyice kafayı yedik maalesef. Vahşice cinayetler işler hale geldik, Allah sonumuzu hayretsin.
Türk kızının mide bulandırıcı yalanlarından sadece birisi.
Siz sanki dünya güzelsiniz. Feminik türk kızı gel şu entryi okuda bi cevap ver bana bakalım.
Lafa gelince benim bedenim benim kararım diye cırlayan siz, güçlü kadınım ben rerörö diye bağıran siz, ama boşanma esnasında bizim kadar sizinde çocuğunuz olan çocuğa bakmak için bir kamyon nafaka isteyen yine siz? Senin bedenin senin kararın doğurmasaydın? Bana mı sordun? Hadi eyvallah ortak aldığımız bir karar olsun, madem güçlü kadınım edebiyatı çekiyorsun git ne iş olsa yap bak çocuklarına? Neden o güçlü kadın halinle bir erkeğin vereceği sadakaya kalıyorsun? Yada bakmıyorsan ver çocuklarımı ben bakayım? Neden illa ben sana seninle hiçbir bağım kalmadığı halde sana haraç vermek zorundayım? ikiyüzlü riyakar sahtekarsınız, dahada beteri hırsızsınız. Yüzünüz güzel olsa ne, yılana rahmet okutursunuz siz.
Lafa gelince benim bedenim benim kararım diye cırlayan siz, güçlü kadınım ben rerörö diye bağıran siz, ama boşanma esnasında bizim kadar sizinde çocuğunuz olan çocuğa bakmak için bir kamyon nafaka isteyen yine siz? Senin bedenin senin kararın doğurmasaydın? Bana mı sordun? Hadi eyvallah ortak aldığımız bir karar olsun, madem güçlü kadınım edebiyatı çekiyorsun git ne iş olsa yap bak çocuklarına? Neden o güçlü kadın halinle bir erkeğin vereceği sadakaya kalıyorsun? Yada bakmıyorsan ver çocuklarımı ben bakayım? Neden illa ben sana seninle hiçbir bağım kalmadığı halde sana haraç vermek zorundayım? ikiyüzlü riyakar sahtekarsınız, dahada beteri hırsızsınız. Yüzünüz güzel olsa ne, yılana rahmet okutursunuz siz.
Sonrada kuzey Amerika papağanları yönetsin mi?
Nonoş babanızıda alın gidin amk kertenkeleleri. Bi siz eksiktiniz.
Kendisinden daha şerefsiz biri varsa oda kardeşi Mahirdir. Elbet o bedenleriniz sallanacak şamın kapısında.
Şebbihaların bu adamlara yaptıklarını biri sizi yapsa, aynısını sizde yaparsınız merak etmeyin. Esad ailesini bilmeden esadı melek sanarak suriye hakkında konuşmayın. Şebbihalar kimdir? Mahir esad kimdir? Nasıl bir ruh hastasıdır, beşar esad nasıl bir orospu çocuğudur bunları bilmeden konuşmayın.
Ülkemizi bununla suçlayan hainleri anlamıyorum. Arkadaşım öso terör örgütü olarak kabul edilmiş bir grup değil. He diyelim ki terör örgütü olsun. Peki bölgede kendi askerini savaştıran ülke var mı? Yani abd hollywood yıldızlarını mı getiriyor bölgeye? Yada Rusya kızıl ordu korosunu mu getiriyor? Abd PKK denen Işid bozması örgütü kullanıyor, Rusya haşdi şabi, esad ve pkkyı kullanıyor. Türkiyede ösoyu kullanıyor sahada. Herkesin bu kadar açık oynadığı bir ortamda bi bizmi şeffaf takılalım?
Ülkemizi bununla suçlayan hainleri anlamıyorum. Arkadaşım öso terör örgütü olarak kabul edilmiş bir grup değil. He diyelim ki terör örgütü olsun. Peki bölgede kendi askerini savaştıran ülke var mı? Yani abd hollywood yıldızlarını mı getiriyor bölgeye? Yada Rusya kızıl ordu korosunu mu getiriyor? Abd PKK denen Işid bozması örgütü kullanıyor, Rusya haşdi şabi, esad ve pkkyı kullanıyor. Türkiyede ösoyu kullanıyor sahada. Herkesin bu kadar açık oynadığı bir ortamda bi bizmi şeffaf takılalım?
Abd dışişleri sözcüsü heather nauert '' günlük basın brifinginde, Suriye’de Esad yanlısı güçlerin PKK’nın Suriye kolu YPG’ye destek için Afrin’e ilerlediğine yönelik haberlerle ilgili konuştu. Sözcü Nauert, “ABD Afrin’de bulunmuyor, bu nedenle bu konudaki bilgimiz sınırlı” dedi. Evet sahne sizin, daha 1 sene önceye kadar kendinizi rambo sanıyordunuz. Sözde ortadoğunun en seküler ve barışçı devletini kuracaktınız. Işidle mücadele ediyoruz, biz halkların özgürlük savaşçılarıyız diyordunuz. Gördünüz mü aynı abd 1 sene içinde sizi 3. Kez sattı. 1 Fırat kalkanı, 2bağımsızlık referandumu 3 zeytin dalı harekatı. Şimdi varın düşünün çöllerde fareler gibi haliniz ne olur
Hiç duyar kasmayacağım hak ettiğiniz gibi yönetilirsiniz. Ne kadar it kopuk varsa ağzının içine düşüp dayak yiyip kafanız patlayınca ortalığı yıkmayacaksınız. Size değer veren adamla yolunuza devam etmek yerine it yerine koyan adamların içine düşerseniz dayakta yersiniz şiddette görürsünüz.
Nedense bu ülkede hep mağdur olan kadınlardır. Sanki bir tek onlar şiddet görür, bir tek onlar tacize uğrar, hayat bir tek onlara zordur sanki. Sahi sizce erkek olmak bu kadar kolay mı? Doğduğumuz andan itibaren sırtımıza yüklenen sorumluluklar var bizim. ilkokul bitip lise başlayınca başlıyor esas maraton. Çalışmak iyi bir üniversite kazanmak zorundasın, adam olmak için para lazımdır. iyi bir meslek lazımdır herşeyden önce. Diyelim ki üniversite kazanamadın, hadi bakalım bir meslek öğrenme zamanı. Çocuk yaşta bir işe girer çırak olursun, daha dünyadan haberin yokken. Diyelim ki kazandın bambaşka bir şehirde gittin okudun üniyi. Bitti döndün oldu mu? Şimdi iş aranacak ama memlekette elini sallasan üniversiteli olduğu için mecburen alt tabaka işlerden birine giriyorsun. Bazen bir fabrikada çırak, bazen beden işçisi olarak. Yaş ilerledikçe bir kabus çöküyor üzerine, meğersem sana iş verilmemesinin sebeplerinden biride askerlikmiş. Hadi bakalım kim olduğun önemli değil, yürü askere. Okumuşu cahili delisi psikopatı ile geçirilecek aylar var önünde. Posan çıkmış halde askerden döndün, yaşın 30a yaklaştı ve sen hala hayata başlayamadın, şimdi esaslı bir iş bulmalısın işte. Sonra rahatım dersin kendine. iş buldun mu? Hadi bakalım sıra evlilikte. Kız tarafının binbir nazını çek, düğün ister, dernek ister en pahalısından ev eşyası ister altını takısı derken ömürlük borç yükü biner sırtına. Ev yok kiralar pahalı, karı dırdırı ömür yer. Herkes çemkirir sana, herkes birşey ister, şöyle olsun böyle olsun yapamadın edemedin diye. Canını çıkarsalar yaranamazsın sen onlara. Sonrada gelir 30 yaşına kadar anasının babasının prensesi olmuş, semirmişte semirmiş biri kıçında bir eşofmanla '' kodonon odo yook ' der sana.